Son Yazılar

23 Mayıs 2016 Pazartesi

Çölün bitmez sıcağına çağırma beni


Çölün bitmez sıcağına çağırma beni
Ömrüm geçmiş kumların gözüme dolduğu susuzluktan içimin yandığı sıcakta.
Bir adım atmış çöl sıcağında buz gibi suları görmüşüm kum tepelerinin ardında; 
Kalan son gücümle koşup yorulmuş düşe kalka yine seraptır diye korkarak ulaşmaya çabalamışım...

Koca sahrada zindan olup kalışıma alışmış, bir damla suyu kuruyan ciğerlerime damlatmak için var gücümle koşmuşum...

Şimdi serap değil gördüğüm, bir sayfa aralamış dünya denen çölden göletin suyuna uzaktanda olsa bakmışım
Şimdi kim tutabilir yıllarını çölde susuz geçirmiş kişiyi denir mi bulduğun deryadan uzaklaş...

Dünyayı ardıma alışımı, onun eskimiş suratına sen gibi gülmeyişimi, çöle geri dönmeyişimi anlarmısın bilmem!

Şu çok okuyorsun diye kızdığın kitaplarım, dinlemekten bıkmadığım sohbetlerim, hayatıma yer etsin istediğim sünnetler var ya! 
Bide sayfalar dolu not aldığım kağıtlarım, emir bilip başım üstüne aldığım ayetler ve mücahit edası ile itiraz ettiğim yanlışlar var ya hani... 
Issız ve sıcak çölde buz gibi bir deryadır bana! 
Şimdi söyle deryadan çıkıp çöle döner miyim?
Eğer bana samimi dost isen hala ısrar edermisin çöle gel tekrar diye yoksa sende deryaya dalarmısın benimle?


1 yorum: