Peki Allah için nelerden geçtin
kardeşim
Sana süs olarak verilmiş röfle
ile renklendirdiğin saatlerce şekil vermeye uğraştığın o güzel saçlarını
göstermekten Allah için vazgeçip örtü ile süsleyebildin mi?
Kısa eteklerinden dar
bluzlarından dekoltenden sıyrılıp emir böyle değilmiş bilemedim pişmanım
diyerek Allah için vazgeçtin mi?
Halbuki değer verdiğin o kişi
sana o etek çok kısa giyme demişti o istemiyor diye dolabın arka raflarına
atmıştın!
Dinlediğin şarkılardan gürültülü
müziklerden kulaklığından geçebildin mi? Allah için içinde isyan olan harama
yürüten o sözlerden vazgeçtin mi? Müzik ile seni oyalayan iblisin boynunu vur
şimdi bir ESTAĞFİRULLAH diyerek!
Sadece bir alışveriş için
tanıdığın o kişi ile tokalaşarak ticaretini bitirdin, sen kıymetlisin sakla
kendini harama el değme! İslam kadını mücahit olur sen onlardan birisin! Allah
için uzatma elini bırak karşındaki ne istersen düşünsün Allah memnun olsa
yetmez mi?
Onlarca oje aldın renk renk...
Kırmızıdan yeşilin en cıvıltılı rengine kadar; Üşenmeden elbisenin rengine
uygun olanı her gün silip yeniden boyadın.
Tırnakların boyasız olduğu gibi
daha güzeldi halbuki, bedeninin boyası da süsü de abdesttir senin, sen ojeyi
silip yeniden boyarken abdest senin kusurlarını silen en iyi kapatıcıdır.
Baharın renklerini elbise edip
giyinme üstüne, baktırma kendine... Öyle kıymetli bir emanet verilmiş ki sana
onu koruyup saklayabilirsen gözlerden uzak tutup sahibine teslim
edebilirsen bu sadakatine karşlıkı ebedi cennette altından ırmaklar akan
köşkler verilecek mükafat olarak! Rabbimin vaadi haktır ve gerçektir.
"İman
edip iyi işler yapmış olanları elbette onları cennetin altlarından ırmaklar
akan köşklerine yerleştireceğiz, o halde orada ebedi kalacaklardır. Ne güzeldir
mükafatı iyi iş görenlerin" (Ankebut Suresi 58)
Düşünsene hanesine gelen âmâ
adamdan Hz. Aişe validemizin sakladığı neydi?
- Ya Rasulallah! O âmâ değil mi?
Bizi görmüyor ve tanımıyor değil mi? demişti Efendimiz'e (sav)
Ne demişti Fahr-i Kaniat Efendim
(sav)
-Peki! Siz körmüsünüz? Sizler
görmüyor musunuz?
Görüyoruz kardeşim çok net
görüyoruz hatta cahil cesareti diyelim ki sonuçları bilerek görmekten geri
durmuyoruz, üstelik birde gösteriyoruz!
Rengarenk elbiseler giyip hal
dili ile bana bak diyerek gösteriyoruz!
Yürüyüşümüz bile dikkat çekiyor
bazen...
Peki ya o rüzgarda savrulan
saçların ahh o saçların.. Şarkılar yazmışlar o saçlara dizelerce şiirler
dökülmüş gönüllerden!
Rüzgar bile dokunmamalı
saçlarına, notalar değil ayetler yakışıyor çünkü her bir teline...
Sanal bir alemdesin, hiç
tanımadığın onlarca adam senin gözlerine sürdüğün boyaya büzüştürüp rujla
renklendirdiğin dudaklarına ve bedenine bakıyor, senin yanında olsalar
yapmazsın değil mi müsade etmezsin dakikalarca sana bu kadar yakın mesafede
durmalarına unuttuğun birşey var fotoğraftaki de sensin! Sana bakıyorlar hemde
çok yakından birde beğeniyorlar!
Gel vazgeç kardeşim Allah için
resmini paylaşma sanal ortamda.
Televizyon karşısında saatlerce
ne işin var? Kanal kanal gezerken birilerinin yiyip içtikleri, birilerinin
gezip tozdukları seni neden bu kadar ilgilendiriyor
Bırak seni oyalamak için oynanan
senaryoları sen bunun için yaratılmadın!
Sen yaratılmış en üst ırksın!
İnsansın.
Unutma her anından sorumlusun, şu
an başrolde senin oynadığın film her an kayıtta hesap gününde vizyona girecek!
Hala oturuyormusun? Namazını
kıldın mı?
Tekrarı yok SADECE BİR KEZ
ÇEKİLECEK!
En iyi oyuncuya ödülü kevser
havuzunun başında Peygamberim'in ellerinden verilecek!
Ahir
zaman gençlerini görünce elindeki tası bırakır, bunu görenler:
-"Ya
Rasulullah! Onlara vermeyecekmisin? deyince Rasulullah onlara:
-
"Ahir zamanda alnını secdeye koyan gençlerle arama altın tası koymak
istemiyorum onlara elimle ikram edeceğim"
Hayali bile öyle güzel ki! O ki yaratılmışların en güzeli ellerinden kevser ikram edecek söz vermiş bu bile yetmez mi peygamberimi seviyorum diyene.
Oku öğren!
Oku öğren!
Neden yaratıldın biraz düşün
şimdi...
Müslümansın sen!
Okuduğun romanların
faydasızlığını öğrenmek için kabre girmeyi bekleme, henüz okumadığın baş köşe
kitabı yanıbaşında duruyor.
Alemlerin tek sahibi olan
Allah'ın eşsiz, gönüllere şifa, dertlere deva, ruhlara feyz olan Kuran-ı Kerimi
OKU emriyle insanlığa geldi!
Oku diye emreden okudun mu diye
soracaktır elbet!
Hesap günü yakın ise madem; Kuran
ve sünnet yoluna düşmek sımsıkı sarılmak lazımdır bize..
Doğru yolu bulanlar sadece yola
çıkanlardır!
Dilini duasız, gönlünü devasız,
ruhunu ilaçsız bırakma!
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder