Son Yazılar

28 Mart 2016 Pazartesi

#bircamiidesentanit

www.darulbeka.com'un desteklediği #bircamiidesentanit hashtagı ile instagramda başlayan paylaşıma bir destekde benden olsun.

Divriği Ulu Camii ve Darüşşifası, Sivas'ın Divriği ilçesindeki tarihi cami ve hastane. 
Cami 1228–29 yıllarında Mengücekli beyiAhmed Şah tarafından; Dârüşşifa ise aynı tarihte, Ahmed Şah'ın eşi ve Erzincan beyi Fahreddin Behramşah’ın kızı olan Turan Melek tarafından Ahlatlı Muğis oğlu Hürrem Şah adlı bir mimara yaptırılmıştır. Darüşşifa caminin güney duvarına dayanmıştır. Orta bölümü bir ışıklık kubbesi ile örtülmüştür, giriş ile birlikte dört eyvandan oluşur. Darüşşifanın kuzeydoğu köşesinde türbe yer alır. Divriği Ulu Camii ve Darüşşifası 1985 yılında UNESCO Dünya Miras Listesine alınmıştır.

İlk tanıtımını eksik aktarmamak adına kopyalayarak geçip rehberimizin aktardıkları ile kendi izlenimlerimizi paylaşmak istiyorum.



Yüzyıllardır ayakta duran ve zamana direnen bu minberi gördüğümüzde hayretler içinde kalıyoruz, hem taşıdığı işçilik hemde haybeti caminin içinde ilk dikkatimizi çeken eser oluyor. 
Abanoz ağacından yapılmış minberin üzerinde sülüs yazı örnekleri ile bir çok ayet işlenmiş, minberin sağ ve sol yanlarındaki yıldız kabartmalar tam tamına 114 adet ve bu sayı Kuran-ı Kerimdeki surelerin sayısı! 
Bu bir rastlantı olamaz tabiki ecdadın inceliklerinden sadece biri!













Minberi bir kaç kez çalmaya çalışanlar olmuş parçalara ayırıp ülkeden çıkarmak isterken yakalanmışlar fakat bu taşımalar esnasında bir çok parçasına zarar vermişler şimdilerde etrafı korumaya alınmış durumda ve özel güvenlikler tarafından takip ediliyor.

Mükemmel taş işçiliğinin en iyi örnekleri ve asimetrik motiflerde caminin kapılarına işlenmiş kullanılan motiflerin hiç biri tekrar edilmemiş.

Caminin inşası sırasında çivi ve benzeri hiç bir sabitleme aracı kullanılmamış tüm taşlar birbirlerine kenetlenerek üstüste gelecek şekilde yerleştirilmiş, hem incecik detaylara sahip taş işçiliği hemde mükemmel mimari birarada!

Evliya Çelebi seyahatnamesinde Ulu Cami için şöyle demiştir. "Üstad, mermer bu camiye öyle emek sarf edip, kapı ve duvarları öyle nakış bukalemun eylemiş ki, methinde diller kısır, kalem kırıktır."

Ecdadın inceliğine hayranlığımız tekrar ediyor, cemaatin namaz esnasında dikkati işlemelere gitmesin namazın huşusu bozulmasın düşüncesi ile bel hizasında taşlarda hiç motif işlenmemiş


Caminin içinde bir çok hat eserlerine rastlıyoruz orijinallikleri bozulmamış.




Cami o tarihlerde yerden ısıtmalı olarak yapılmış, hikayesi ise çok manidar, rehberimizin anlattığına göre işçilerden biri camiye yapımına taş taşımaktadır, fakat aynı taşı defalarca avluya götürüp sonrada taş ustalarının yanına götürüp getirmiştir durumu farkedenler işçinin bunu neden yaptığını sorduğunda abdestsiz olduğunu ve bu durumda taşıdığı taşın cami yapımında kullanılmasından haya ettiğini söyleyince cami inşaatı durduruluyor caminin ortalama 100 metre aşağısına bir hamam yapılarak hamamdan gelen buhar ile caminin içine yerden ısıtma tesisatı yapılıyor.





Tam vaktinde orda bulunmanın verdiği mutluluk karesi!





İkindi vakti ezanla birlikte caminin kapısında beliren rûkuda duran erkek silüeti bir anda karşımıza çıkınca ardarada deklanşörlere basıyoruz bulutların ufak bir cilvesi ile bir görünüp bir kayboluyor bir kaç fotoğrafdan sonra yakalıyoruz!

 









Şifahanedeyiz!

Akıl hastalarının tedavisi için uzun yıllar hizmet etmiş içerisinde tatlı bir huzur barındıran küçük hastanedeyiz. 
Fotoğrafdaki kardeşimizin bulunduğu alan her bir köşesinde farklı ses yansıması yapması için dizayn edilmiş ve bunu türlü hastalıkların tedavisi için su sesi, ney sesi gibi farklı akustikleri kullanarak yapmışlar. Şifahanenin içerisinde birçok hücre odalar bulunmakta yine farklı hastalar için farklı akustiklere sahip odalar mevcut.



Ve muhteşem cennet kapı! 

Bu kapı caminin sol yanında ve ilk bakışda görünmeyen tarafında rehberimiz bizi büyük bir sürpriz beklediğini söyleyerek cennet kapıya götürüyor, şimdiye kadar mükemmel diye bahsettiğimiz taş motiflerini bir anda unutup büyük hayranlıkla cennet kapıyı izliyoruz, her ziyaretçinin dilinden dökülenler kapıdaki işçiliğin sadece ilk görünen tarafı şimdi motiflerin anlamlarını dinliyoruz.
Cennet kapının üstünde yapılan ses düzeneği cami içindeki seslerin cami avlusuna yayılmasını fakat avludaki seslerin içeriye girmemesi için tasarlanmış.
Motifler arasında tekrar eden Allah lafzı!
Ve kabartma desenlerle sancağımızdaki hilal işlenmiş.
İki vakit namazı Ulu camide nasip eden Allah'a hamd olsun bizde ecdada camiye emeği geçenlere dualarımızı ederek tekrar kavuşma ümidi ile ayrılıyoruz. 






Hiç yorum yok:

Yorum Gönder