Son Yazılar

22 Şubat 2017 Çarşamba

Kamış "Ney" dir?

Harfler deryadır ben sandal zaman nasıl akar bilmem kamış mürekkebe dokunduğunda mürekkep kağıda  kavuştuğunda  hasılda meşk vakitlerinde...

Aşk ile meşk kelimesi hep birlikte anılmıştır, aşık olmayanın meşk etmesi yani maşuk olması uzak bir ihtimaldir. Leyla ile mecnun’un ayrılmadan anıldığı gibi aşk ve meşk ikilikten çıkmış bir olmuştur.
Meşk eder hattat!
Kimle mi?
Rabbi katından gelen,  kainat kitabını yazan harfleri yanyana dizip ayetleri oluştururken Rabbi ile meşk etmektedir.

Yazarken ney üfleyen bir aşık daha oturur yanı başıma, bizim sevdamız hep aynı yönedir. Bizi aynı divanda yanyana oturtan sebep “Kamış”tır.

Kamış; İlmin kapısı Hz. Ali efendimden  dinlediği sırrı içine çekmiş lisana gelmenin sırrı duymanın yükünü hafifletmenin  türlü yollarını aramıştır.
Dinlediği sır nice imtihanlara sürmüştür onu, bir mürşide intisab etmiştirki Adı Ali!
Zordur ona mürid olmak yerinden yurdundan rahat içinde yaşadığı sazlıktan ayrılıp hicret etmiş, eğriliklerinden kurtulsun diye türlü bıçak darbeleri ile acılar çekmiştir, depolarda

unutulmuş günyüzü görmemiş Yusuf misali beklediği hapisi Medrese-i Yusufiye edinmiş sabırla beklemiştir.

Medreseden sonra yolu ateşle birleşmiş kızgın ateşlerde evire çevire dövülmüştür . 
"Ey kamış duyduğun sırrı sadece dinlemek böyle ise sırrı taşıyan ne halde idi!"
Yinede dile gelmez dökmez lisana Mürşidin sırrını!
Taa ki kalpten Allah diyen nefes ile buluşana dek!
Huu diye üflenmeyen hiç bir nefes sırrın kilidini açamamış ney’den tek kelam duyamamıştır.
Nice canlar sesinden sırrından aşka düşmüş kendini sema dönerken rabbi huzurunda kaybetmiştir.


“Sazlıkdan çıkan eski kamış şimdi NEY oldu!”

Ve kamış...


Neyzenin nefesini kullanmış sırrı aleme duyurmak için ağlamıştır yüzyıllar boyu, neyzen HUU diyerek üfledikçe sırrı söyleyip durmuş, sırrı duymaya hazır her gönüle müşkülünü söylemiştir.

Duymakta nasibi olmayanlar için hattatın kalemi olmuş onun eli ile sırrı yazmaya başlamıştır, nefes ile hayat buluşu hattatın harfi çekerken nefesini tutuşunda tekrar hayat bulmuştur. Varoluş ile Yokoluş arasında “hayatın bir nefes kadar olduğunu”  ibret etmiştir türlü üstadların elinde!

Zerrin Çiğdem

(İlham olan Rahmi Abime ve Gökhan Özkök'e teşekkürlerimle)

4 yorum:

  1. Ne güzel anlatmışsınız çile dolu yolculuğu.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. İnsanda Ney gibi değilmidir? Geçirdiği imtihanlara bakış açısını değiştirmeli sadece...
      Nice bıçak darbeleri, nice ateşlerden geçmektedir hayat boyunca...

      Sil